1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

14 Mayıs sonrasında enkazı kaldırmanın yolları

Türkei Banu Güven
Banu Güven
30 Nisan 2023

"Millet İttifakı iktidara gelirse, işe Erdoğan'ın liyakat değil, sadakat esasına göre doldurduğu kadroları ele almakla başlayacak. Kimler görevden alınabilir, dönüşüm nasıl sağlanabilir?" Banu Güven DW Türkçe'de yazdı

Fotoğraf: Port au Prince Pictures

Erdoğan 14 Mayıs 2023 gecesi seçimi kaybederse ardında yargıdan içişlerine, ordudan istihbarata, ekonomiden diplomasiye, akademiden medyaya, eğitimden sağlığa, hemen her alanda bir enkaz bırakacak. Peki Millet İttifakı iktidara gelirse Erdoğan'ın arkasında bıraktığı bu enkazı kaldırabilecek mi? Ölümlerin, keyfi şekilde hapsedilen insanların hayatlarından çalınan yılların, doğaya verilen zararın, kültürel mirasın yıkımının telafisi yok elbette ama tek adam sisteminden kurtulup yeni bir düzen kurmak mümkün. Erdoğan'ın siyasi İslamcı ideolojisiyle uçuruma sürüklediği ekonomiyi yere çakılmaktan kurtarmak da mümkün. Kolay değil, ama mümkün.

Özgür ÖzelFotoğraf: DHA

İşe Erdoğan'ın liyakat değil, sadakat esasına göre doldurduğu kadroları ele almakla başlamak gerekiyor. CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, 30 Ocak'ta Fox TV'deki Çalar Saat programına katılmış ve burada İsmail Küçükkaya'ya, "İktidara geldiğimizde hemen Merkez Bankası, YÖK, MİT ve bu düzeydeki üst düzey kuruluşların başındaki yöneticiler gidecek" demişti.

Ankara kulislerinin deneyimli gazetecilerinden Fikret Bilâ, "Yeni iktidar ilk bir haftada Merkez Bankası Başkanı, MİT Başkanı, Genelkurmay Başkanı, BDDK Başkanı, SPK Başkanı'nı değiştirecek. TRT Genel Müdürü, Anadolu Ajansı Genel Müdürü, RTÜK Başkanı ve Basın İlan Genel Müdürü de ilk etapta değiştirilecek" diye yazmıştı. Gazeteci Can Ataklı da, Millet İttifakı'ndan bir kaynağa dayandırarak, "81 ilin valisi, emniyet müdürleri, kaymakamlar, MİT Müsteşarı, kuvvet komutanları, tüm rektörler, tüm üst düzey bürokratlar… Yani tüm bürokrasi görevden alınacak" diye yazmıştı.

Bu senaryolar kimi üst düzey kamu görevlileri için geçerli, ama Erdoğan'ın bir kararnameyle, görev süreleri bitene kadar görevde kalmalarını güvenceye aldığı kişiler için değil. Kim kalacak, kimin görevi son bulacak, bunu bizzat Erdoğan 3 numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nde düzenlemişti.

MİT Başkanı'nın görevi kendiliğinden bitecek

Bu kararnameye göre, Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı sona erdiğinde, kara kutusu olan MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın da görevi otomatikman sona erecek. Yani Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı olursa, Fidan'ı görevden almasına gerek kalmadan yerine yeni bir isim atayabilecek. Dolayısıyla Erdoğan medyasının, Özgür Özel'in sözleri ya da Fikret Bilâ'nın yazdıkları üzerine kıyamet koparmaları anlaşılır şey değil.

MİT'te durum böyleyken, RTÜK'te durum farklı. Üyeler ve başkan seçilerek göreve geldikleri için görevden alınamıyor. Ne var ki, RTÜK'ün sık sık tartışma yaratan başkanı Ebubekir Şahin'in görev süresi Ekim 2023'te doluyor. Onunla birlikte biri AKP'li iki üyenin de görev süresi dolacak. Yani Özgür Özel kararnameye rağmen "RTÜK başkanı değişecek" derken, asılsız bir vaadde bulunmuyor.

Hakan FidanFotoğraf: picture-alliance/AA/K. Kaynak

"Görev süresi, atandıkları tarihte görevde bulunan Cumhurbaşkanının görev süresini geçemeyecek", yani Cumhurbaşkanının görevi sona erdiğinde, kendileri de paydos edecek üst düzey bürokratların listesi epey uzun. Ne var ki, buna eşlik eden istisna listesi de neredeyse aynı uzunlukta. Liyakata değil, sadakata dayalı üst düzey bürokrasi yönetimini dönüştürmenin anahtarı ise yine Erdoğan'ın kurduğu sistemde. Yani bu işler kim Cumhurbaşkanı olursa onun çıkaracağı yeni bir kararnameye bakıyor.

Erdoğan'ın, "Sistemde reform yapacağız" vaadinin ardında belki de, halefine vermiş olduğu bu imkanın farkına varmış olması yatıyor. Erdoğan'ın tüm güçleri elinde tutmak üzere belirlediği, kendi ihtiyacına göre biçtiği bu sistem iktidarı kaybetmeyeceği varsayımına dayanıyor çünkü.

Sadece Kılıçdaroğlu değil, mecliste nitelikli çoğunluk lazım

Ancak Kemal Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanı olması, topyekun bir tamirat için tek başına yeterli olmayacak. Enkaz kaldırmanın yolu sadece cumhurbaşkanlığı makamından değil, meclisten de geçiyor. Sistemin değişmesi, meclisteki yasama gücünün muhalefette olmasına bağlı.

Muhalefetin mecliste çoğunluk yakalayacağı şüphesiz ama şüpheli olan iyileştirilmiş parlamenter sisteme geçiş için, yani Anayasa değişikliği için yeterli çoğunluğa ulaşıp ulaşamayacağı. Bunun için muhalefet bloklarının mecliste en az 360, ideal olarak ise en az 400 sandalye bulması gerekiyor. Malum, Anayasa değişiklikleri TBMM'den en az 360 oyla geçiyor. Kabul oyu 400'ün altında kaldığında değişiklik referanduma sunuluyor. Meclis çoğunluğu yüksek idari görevlere atanacak isimler seçilirken de önemli.

İrfan FidanFotoğraf: Aytac Unal/AA/picture alliance

Şu an 10 üyesi Erdoğan tarafından atanmış olan ve çoğu kararında siyasi bir tutum takınan Anayasa Mahkemesi, iktidar değişip devran dönerken nasıl bir tutum içinde olacak? Erdoğan'ın ekspres şekilde savcılıktan AYM üyeliğine terfi ettirdiği İrfan Fidan gibileri toz olmayacak, Erdoğancı tavrını sürdürecek. Bazılarıysa, mesela HDP'nin hazine yardımına koyulan blokajın kaldırılması kararında olduğu gibi, bir ihtimal hukukun üstünlüğünü hatırlayacaklar. Adliyelerde de devranın döneceğini farkedince hukukun üstünlüğünü hatırlayan yargı mensuplarının olduğunu ben de bir izlenim olarak paylaşayım. Polis teşkilatı ise ayrı bir konu. Sağcı, muhafazakar ideolojinin yerleştiği polis teşkilatı nasıl düzelir, bu konu da ayrı bir çalışmayı hak ediyor.

Yargı ve poliste meslek içi eğitim ve sınav gelmeli

CHP'den konuştuğum hukuk alanında yetkin bir isim, yargı gibi, polis için de kullanılabilecek bir çözüm anahtarı öneriyor: Kamu personeli hukukunda yeni bir liyakat düzenlemesi yapılması. Yani görevden alınması hukuken imkansız olan bu kadrolar için yeni bir kamu personel hukuku yaratılması. Konuştuğum isim, "Hakim ve savcıların meslek içi eğitimler ve düzenli olarak tekrarlanan sınav ya da değerlendirmelere tabi tutulması, liyakat kriterini karşılayamayanların bu yolla elenmesi mümkün olabilir" diyor. Aynı yaklaşımın, polis teşkilatına da hukukun üstünlüğünü hatırlatmak için bir çözüm olacağını düşünüyorum.

Genelkurmay Başkanı'nın da görev süresi doluyor

Yaşar GülerFotoğraf: AFP/Getty Images/A. Altan

Erdoğan iktidardan giderse, görevi son bulacaklardan biri de Genelkurmay Başkanı Yaşar Güler olacak ama hemen değil. Yaşar Güler'in Erdoğan tarafından bir kez uzatılan görev süresi 30 Ağustos'ta dolacak. Gözler askeriyedeki atamalar için genelde Ağustos ayı başında toplanan ama Cumhurbaşkanı istediği takdirde daha erkene de çekilebilen Yüksek Askeri Şura'da olacak. CHP'den konuştuğum isim, askeriyede de değişim için büyük bir beklenti olduğu görüşünde. Askeri okulların kapatılıp yerine kurulan Milli Savunma Üniversitesi'ne askeriyeyle ilgisi olmayan bir sivilin rektör olarak atanması, askeri hastanelerin kapatılması, hiyerarşik yapının altüst edilişi, rahatsızlığın temelinde yatan faktörler. Bu beklentinin depreme müdahalede askerin devre dışı bırakılmasıyla iyice büyüdüğü de artık sır değil.

IMF'siz kurtuluş mümkün

Ekonomiye gelince… Millet İttifakı'nın ekonomist isimleri Erdoğan'ın iddia ettiğinin aksine, IMF'ye gerek kalmadan durumu kurtarabileceklerini söylüyor. Türkiye ekonomisini, TL'nin kaderini belirleyen yabancı yatırımcılar, Erdoğan'ın gitmesini bekliyorlar ki, Türkiye'ye yeniden yatırım yapabilsinler. Gözleri Millet İttifakı'nın ekonomistlerinde. Ali Babacan, Bilge Yılmaz, Durmuş Yılmaz… Bunların hepsi uluslararası yatırım çevrelerinde ve hükümetlerin gözünde güvenilir birer muhatap. Bazılarının geçen sonbaharda uluslararası yatırımcılar tarafından sık sık ziyaret edildiğini de not edelim.

Anlayacağınız, 14 Mayıs seçimlerini muhalefet kazansa bile önümüzde çok kritik iki yıl olacak. Kılıçdaroğlu'nun cumhurbaşkanlığı önemli, ama asıl iş mecliste bitecek. Muhalefet bu enkazı kaldırmayı, ancak ayrılıklarını bir yana koyup hayati önemdeki asgari müştereklerde birleşirse başaracak.

 

DW Türkçe'ye nasıl engelsiz ulaşabilirim?

Banu Güven Gazeteci ve TV moderatörü. Türkiye, Almanya ve dünyadaki gelişmeler üzerine yazılar kaleme alıyor.