1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git
PolitikaAzerbaycan

Azerbaycan-Ermenistan krizinin arka planında ne var?

13 Eylül 2022

Bakü ve Erivan arasında yeniden patlak veren çatışmaların arka planını ve Türkiye için ne anlama geldiğini, geçmişte Türkiye'de de çalışmış olan Alman araştırmacı Zaur Gasimov ile konuştuk.

Vladimir Putin, İlham Aliyev ve Nikol Paşinyan'ı 11 Ocak 2021 tarihinde Kremlin'de ağırlamıştı
Vladimir Putin, İlham Aliyev ve Nikol Paşinyan'ı 11 Ocak 2021 tarihinde Kremlin'de ağırlamıştıFotoğraf: Mikhail Klimentyev/Sputnik/Kremlin/dpa/picture alliance

Azerbaycan-Ermenistan sınırında çatışmaların patlak vermesinin ardından Salı günü gözler yeniden Kafkaslara çevrildi.

Her iki taraf, çatışmalardan birbirlerini sorumlu tutuyor. Ermenistan, sınırdaki durumun hâlâ "gergin" olduğunu açıklarken gerilimi yatıştırma çabaları da devam ediyor. Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, aralarında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'ın da bulunduğu çeşitli isimlerle telefon görüşmeleri gerçekleştirdi. Gelişmeleri, "kardeşi" olarak nitelendirdiği Azerbaycanlı mevkidaşı Ceyhun Bayramov ile görüştüğünü kaydeden Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ise "Ermenistan artık tahrikleri bırakmalı" açıklamasında bulundu.

Geçmişte İstanbul merkezli Orient Enstitüsü'nde de görev yapan ve çalışmalarını bugün Bonn Üniversitesi bünyesindeki Doğu Avrupa Tarihi alanında yürüten Alman araştırmacı Zaur Gasimov, Azerbaycan-Ermenistan arasındaki çatışmalardan Rusya'yı sorumlu tutuyor. Gasimov, Kremlin'in bu tür çatışmaları bizzat yaratmak ve çözmek suretiyle Batı'ya mesaj vermek istediği görüşünde.

Bölgesel gelişmeleri yakından izleyen Gasimov ile çatışmaların arka planını ve Türkiye açısından ne anlama geldiğini konuştuk.

"Rusya 'Ben bölgede varım' mesajı veriyor"

DW Türkçe: Ermenistan-Azerbaycan sınırındaki çatışmaların, yeni bir savaşa ya da uzun süreli bir çatışmaya dönüşme tehlikesi var mı?

Zaur GasimovFotoğraf: Privat

Gasimov: Bunun gerçekleşeceğini sanmıyorum ancak bu tür çatışmalar gelecekte de meydana gelebilir. "Ben bölgede varım" mesajı vermeyi amaçlayan Rusya, "Bu tür çatışmaları yaratayım ve ardından çözeyim" mantığıyla hareket ediyor. Rusya'nın her iki ülkede, hem Ermenistan hem de Azerbaycan'da, askeri üsleri bulunuyor ve bu Rusya'nın etki alanı açısından belirleyici bir faktör. Moskova, her iki ülkenin de ekonomisi ve siyasi yaşamını etkileme potansiyeline sahip. Putin, özellikle Ermenistan'da, Başbakan Paşinyan'a karşı olan muhalefetle ve aynı zamanda Ermeni Savunma bakanı, İçişleri Bakanı ve istihbarat şefi ile sürekli olarak temasta ve mevcut olan ateşkesi her an bozabilir. Rusya, bu tür çatışmaları yaratıp onu kısa bir sürede çözerek kendini bölgede ve uluslararası ortamda etkili güç ve söz sahibi biçimde sergilemeyi amaçlıyor.

Türkiye ile Ermenistan arasında bir normalleşme süreci yaşanıyor. Sınırdaki gelişmeler sizce Türkiye-Ermenistan yakınlaşmasını zora sokar mı?

Türkiye ile Ermenistan arasında normalleşmeye karşı olan ülkeler, Rusya ile İran. Ancak bu iki aktörün imkanları da şu anda kısıtlı. Bence Ankara ile Erivan arasında yakınlaşma bitmez.

Azerbaycan, Türkiye-Ermenistan yakınlaşmasına nasıl bakıyor?

2020 yılından önce Bakü, Türkiye ile Ermenistan arasındaki ilişkilere bugüne göre daha farklı bakıyordu. İkinci Karabağ Savaşı'ndan sonra bu bakış degisti. Bakü, 2010'lu yıllarda, Karabağ sorunu henüz çözülmemiş durumdayken, Ankara ve Erivan'ın birbirlerine yakınlaşmasına karşıydı. Nitekim bu, Ahmet Davutoğlu başbakanlığı sürecinde yaşanan Türkiye-Ermenistan yakınlaşması döneminde çok belirgindi. Ancak 2020 yılının sonbaharından sonra, bölgede güç dinamikleri değişti. Türkiye-Ermenistan yakınlaşması, Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki ateşkes, barış ve statüko için çok önemli ve Bakü bunun farkında. Türkiye ile Ermenistan'ın ekonomi alanındaki işbirliği arttığı takdirde, Rusya'nın Ermenistan'daki ve genel olarak bölgedeki etkisi azalacaktır. Bu çerçevede, resmi olarak Bakü'nün, Türkiye-Ermenistan yakınlaşmasına karşı olmadığını söyleyebiliriz.

Vladimir Putin ve Nikol Paşinyan, 7 Eylül'de Vladivostok'ta düzenlenen Doğu Ekonomik Forumu'nda bir panele katıldıFotoğraf: Aleksey Smirnov/Sputnik/REUTERS

Sizce Türkiye'nin Azerbaycan-Ermenistan çatışmasına askeri olarak dahil olma olasılığı var mı?

Hayır, bunu tasavvur etmek olanaksız.

"Rusya ile Batı arasında yeni bir diyalog kanalı açılabilir"

Kafkas bölgesi Rusya'nın etki alanlarının başında geliyor. Rusya, taraflar arasında bir ateşkese arabuluculuk ettiği açıklamasını yaptı. Tüm unsurlarıyla Ukrayna'daki savaşa odaklanmış durumda olan Rusya, Kafkaslardaki olası bir uzun vadeli savaşta nasıl bir tutum benimser?

Rusya böyle kısa süreli çatışmalarla, Batı'ya, dünyanın çeşitli yerlerinde etki sahibi olduğu mesajını veriyor. Ukrayna savaşıyla birlikte Putin ile diyalog kanallarının tamamının kapanmasının ardından, Karabağ bağlamında yeni bir kanalın açılması ihtimali mevcut. Buna benzer çatışmalar yakın gelecekte Libya ve Suriye'de de yaşanabilir. Bu tür çatışmalar, Rusya'nın Batı ile bir doğrudan iletişim kurmasına olanak sağlayacak yeni bir diyalog kanalı açabilir.

2020'de Dağlık-Karabağ'da yaşanan çatışmalar Azerbaycan lehine sonuçlanmıştı. Ermenistan, kontrolündeki topraklardan çekildi. Daha sonra, Aliyev ve Paşinyan, bir barış anlaşmasına yönelik müzakerelerin ilerletilmesi konusunda anlaştı. Erivan ve Bakü arasındaki görüşmelerde son durum nedir? Bir ilerleme sağlanabiliyor mu?

Son dönemde hem Erivan hem de Bakü tarafından barışın sağlanması yönünde belirli adımlar atıldı. Ancak bu adımlara karşı çıkanlar da Rusya ve İran. Ukrayna'da askeri başarısızlıklar yaşayan Rusya, Kafkaslarda konuşlu askerlerini Ukrayna'ya gönderme kararı alabilir. Bu gerçekleştiği takdirde, Rus üslerindeki askerlerin sayısı azalacaktır. O yüzden Rusya, her iki ülkedeki etkisini mevcut şartlar altında artırmak istiyor. Öte yandan, savaşın üzerinden iki yıl geçti ve bu süreçte Avrupa'nın bölgeye ilgisi azaldı. Avrupa'dan bölgede barışı sağlamak amacıyla ayrılan yardımlar kesilmiş bulunuyor.

Burak Ünveren Türk dış politikası, Türkiye-Almanya ilişkileri konularında yazar, editör.