1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git
İklimAvrupa

İklim değişikliği turizmi tehdit ediyor

Jonas Martiny
17 Temmuz 2022

Suların yuttuğu kumsallar, kavurucu sıcaklar, kasırgalar, karsız kalan kayak pistleri… Turizm sektörü, iklim değişikliğinden kaynaklanan ciddi sorunları yavaş yavaş hissetmeye başladı.

Almanya'nın Avusturya sınırı yakınlarındaki Fellhorn kayak merkezinde Aralık ayında kar olmayan bir zemin ve bu zemine gölgesi düşen üç yolculu bir telesiyej - (22.12.2015)
Fotoğraf: picture-alliance/dpa/K. J. Hildenbrand

İklim değişikliğinin sonuçlarını yakından görmek istiyorsanız, Mallorca'nın en gözde plajı Es Trenc'e gitmeniz yeterli. Burada bir zamanlar diktatör Franco'nun inşa ettirdiği sığınakların varlığı, uzun yıllar boyunca neredeyse hiç fark edilmedi. Çünkü kum tepeciklerinin arasında adeta kayboluyorlardı. Bugünse kumsalın tam ortasında kalan bu yapıları, uzak mesafeden bile rahatlıkla görmek mümkün. Bilim insanları bu rüya sahilin, yükselen deniz seviyesi nedeniyle 1979'dan bu yana yer yer 40 metreye kadar daraldığını tespit etti. Üstelik bu durum, adada münferit bir vaka değil. Küresel ısınma mevcut şekilde devam ederse düzinelerce plaj, sular alında kalarak yok olacak.

Kumsal kaybına rağmen rekor turist

Alman Federal Çevre Ajansı'nın, iklim değişikliğinin turizm üzerindeki etkileri üzerine yaptığı araştırmanın koordinatörü Thomas Dworak, "Akdeniz'de büyük bir toprak kaybından söz ediyoruz" diyor. Mallorca gibi geçimini büyük ölçüde plaj ve güneş turizminden sağlayan bir ada için bu durum hayli endişe verici. Ancak plaj şeritlerinin yok olmaya başlaması, henüz turizm işletmecilerinin cirolarına yansımadı. Mallorca’yı rekor bir yaz sezonu bekliyor. Mevcut rezervasyonlara bakılırsa 2022 yılında adayı her zamankinden daha fazla turist ziyaret edecek.

"İnsanların seyahat davranışlarının iklim değişikliği nedeniyle gerçekten değiştiğine dair henüz çok az kanıt var. Turizm endüstrisine yönelik uyarılar yıllardır yapılıyor olsa da, somut etkileri kanıtlayan sadece birkaç çalışma mevcut" diyen Dworak, "Birçok Avrupalı, alışkanlıklarının esiri olmuş durumda. 20 yıldır yaz tatillerinde İtalya'ya giden insanlar, gelecek yıllarda da bunu yapmaya devam edecek" saptamasını yapıyor. Temmuz ayının başında Dolomitler'de meydana gelen ve on bir kişinin ölümüne yol açan buzul kazası gibi olayların daha ziyade kısa vadeli bir caydırıcı etkisi olduğu anlaşılıyor.

İspanya'nın Mallorca Adası'nda Palma PlajıFotoğraf: Jonas Martiny/DW

Şimdiye kadarkiler yerel olumsuzluklar

Viyana Modul Üniversitesi'nde sürdürülebilir turizm profesörü olan Dagmar Lund-Durlacher, şu ana kadarki çevre ve iklim kaynaklı olumsuzlukların çoğunlukla yerel bazda kaldığına dikkat çekiyor: "Eğer aynı bölgelerde sürekli sel ya da çığ felaketleri yaşanırsa, bu durum oradaki turizmi de etkileyecektir. Ancak şu ana kadar bunlar münferit olaylar olduğu için böyle bir durum söz konusu olmadı.

İklim değişikliğinden en çok etkilenenlerin başında kayak turizmi geliyor. Zira artan sıcaklıklar, karların daha hızlı erimesine yol açıyor. Thomas Dworak, "İklim değişikliği ile turizm arasındaki bağlantının kanıtlanmasının en muhtemel olduğu alan kış turizmi. Çünkü bir bölgede birkaç yıl üst üste kar yağmazsa, kayak tatilcileri bir daha oraya gitmez" ifadesini kullanıyor.

İklim değişikliği kayak merkezlerini zora soktu

02:43

This browser does not support the video element.

Bu durum halihazırda özellikle Alp dağlarında gözlense de modern teknoloji sayesinde şimdilik gizlenebiliyor. Güney Tirol bölgesinin turizmden sorumlu meclis üyesi Arnold Schuler, "Yapay kar çoğu durumda imdada yetişiyor. Ancak bunun da sınırları var. Zira yapay kar üretimi belirli bir sıcaklığa kadar mümkün olabiliyor. Küçülen buzul alanları nedeniyle artık tüm yıl boyunca kayak yapmanın mümkün olmadığı bölgeler var" şeklinde konuşuyor.

Turizm bölgeleri için büyük sorunlar

Uzmanların yıllardır öngördüğü gibi su kıtlığı ve aşırı sıcaklar da tatil bölgelerini cazip olmaktan çıkarabilir. Dünya Turizm Örgütü, henüz 2008 yılında sektörün değişen iklim koşulları karşısındaki kırılganlığı konusunda uyarıda bulunmuştu. Orman yangınları, yeni bulaşıcı hastalıklar, biyolojik çeşitlilik kaybı, artan deniz sıcaklıkları nedeniyle denizanası istilası… Bu ve benzeri gelişmeler, geleneksel turizm bölgeleri için büyük sorunlara yol açabilir. Bunun sonucunda belki daha kuzeydeki turizm bölgelerinin cazibesi artabilir.

Dagmar Lund-Durlacher, "Sıcaklar nedeniyle artık yaz aylarında Akdeniz'e gitmeyen insanlar olabilir. Bu her ne kadar şu an için kitlesel bir eğilim olmasa geleneksel turizm bölgelerinin, değişen koşullara uyum sağlaması çok fazla zaman almamalıdır. Aksi takdirde turistler burulardan uzak durmaya başlayacaktır" uyarısını yapıyor. Örneğin Yunanistan'da su tedariki sorunu çözülemezse ya da Almanya’nın kuzeyindeki Sylt adasında birkaç metre kıyı şeridi kaybedilirse, buralardaki turist sayısının azalması kaçınılmaz olacak. Bu durumda söz konusu bölgelerde turizmden geçinen birçok insan, orta vadede başka işlere yönelmek zorunda kalacak.