1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Sıcak kışın Avrupa'nın enerji güvenliğine etkisi

Sergio Matalucci
2 Nisan 2023

Enerji krizini önlemiş olsa da sıcak ve yağışsız geçen kış, Avrupa'nın enerji güvenliğini etkileyebilir. Uzmanlar, karşı karşıya bulunulan riskleri değerlendirdi.

Fotoğraf: Patrick Pleul/dpa/picture alliance

Kış aylarının normalin üstündeki hava sıcaklıklarıyla geride bırakılması, Avrupa'da bir enerji krizinin yaşanmasını önleyen en önemli etken olarak değerlendiriliyor. Ancak sıcak bir kış, aynı zamanda kar yağışının az olmasına, su ile üretilen hidroelektrik enerjinin de gerilemesine yol açıyor.

DW'ye konuşan Uluslararası Enerji Ajansı'nın (IEA) analistlerinden Gergely Molnar, "Şu anda, kışın başında beklediğimizden daha rahat bir konumdayız: gaz fiyatları Ağustos ayındaki en yüksek seviyelerine kıyasla yüzde 80'den fazla geriledi ve depolama seviyeleri, geçen yılın aynı dönemine kıyasla iki kat fazla" dedi.

Yine de ihtiyatlı olunması gerektiğine vurgu yapan Molnar, Avrupa ve küresel gaz piyasalarının kırılganlığını korumakta olduğuna işaret ederek, "Dışarıdan kaynaklı herhangi bir risk istikrarsızlığa yol açabilir. Esneklik sağlayan alan kalmadı" diye konuştu.

Fotoğraf: Davide Bonaldo/Zuma/picture alliance

2022 yılında Avrupa Birliği'ndeki (AB) gaz talebi, bir önceki yıla göre yüzde 13 oranında geriledi. Bu, bugüne kadar kaydedilmiş en büyük düşüş.

Aslında IEA analistine göre, hidroelektrikle üretilen elektrikte 2022'de yüzde 18'e varan bir düşüş olmasaydı, daha da fazla gaz tasarrufu sağlanabilirdi. Molnar, hidroelektrik enerji üretimindeki gerilemenin, gaz tüketiminde artışa yol açtığına dikkat çekti.

Daha az hidroelektrik, daha fazla fosil yakıt demek

Hidroelektrik enerji Avrupa'nın en büyük ikinci yenilenebilir enerji kaynağı ve Eurostat verilerine göre 2020'de AB'nin elektrik ihtiyacının yüzde 17'si bu kaynaktan karşılandı.

Şu anda Avrupa depolarındaki su miktarının, Fransa'daki kurak kışa ve Alplerdeki az kar yağışına rağmen, 2022 yılında kaydedilen seviyelerden neredeyse yüzde 15 daha yüksek olduğunu aktaran Gergely Molnar, "Ancak su seviyeleri önemli ölçüde dalgalanabilir" dedi ve hidroelektrik enerji üretimi konusunda çok fazla belirsizlik olduğunu kaydetti.

Uluslararası Hidroelektrik Birliği (IHA), su tesislerinin iklim değişikliğini hafifletmekte rol üstlenmeleri ve enerji dönüşümünü desteklemeleri için ciddi yatırımlara ihtiyaç duyulduğuna işaret etti.

Birliğin araştırma ve politikalar bölümü başkanı Alex Campbell DW'ye, "Şebeke düzeyinde esnekliğe duyulan ihtiyaç, güneş ve rüzgar teknolojilerinin güçlenmesiyle birlikte daha da artacak" dedi. Campbell, yeni altyapılarla sellerin ve kuraklıkların yönetilebileceğini de sözlerine ekledi.

Su sıcaklıkları nükleer enerjiyi tehdit ediyor

Yaz aylarında su seviyesinin düşmesi ve su sıcaklığının yükselmesi nükleer enerji üretimini de etkileyebilir. Çünkü nehir suyu genellikle nükleer santrallerde ısının deşarj edilmesinde kullanılıyor.

Çekya’daki nükleer santral.Fotoğraf: Lubos Pavlicek/dpa/picture alliance

Molnar, geçen yıl ve önceki yıllarda hem Fransa'da hem Belçika'da nehirlerin sıcaklığının belirli seviyelerin üzerine çıktığını hatırlattı.

IEA analisti, kömür nakliyesinde de nehirlerin önem taşıdığını vurgularken, "Ren Nehri'nin seviyesi düştüğünde, kömür santralleri için lojistik sorunlara neden olabilir, ancak kömür operatörlerinin genellikle stokları var. Bu nedenle düşük su seviyeleri hemen sorunlara dönüşmez" dedi.

Eriyecek karın oranını tahmin etmek zor

Copernicus İklim Değişikliği Servisi (C3S) Direktörü Carlo Buontempo  son yıllarda Avrupa'daki kışların sıcak geçtiğine dikkat çekti.

Buontempo, "2022 en sıcak yıllardan biriydi. Ve diğer yedisini de son sekiz yılda yaşadık. Avrupa'da kışlar daha sıcak geçiyor ve bunun da sonuçları var" diye konuştu.

Kar yağışı ve yaz aylarında eriyen kar oranı, enerji denklemini etkileyen bir faktör. Ancak son 30 yılda Avrupa'daki buzullardaki kar kalınlığı 30 metre azaldı.

C3S Direktörü Buontempo, ayrıca geçen yıl Avrupa'da oldukça kurak bir yıl geçirildiğini vurgulayarak, "Bu yıl Avrupa'nın birçok bölgesi hâlâ kuraklığa yakın koşullarda" dedi.

Yazın ferahlamak için daha fazla enerjiye ihtiyaç var

Yaz mevsimi ve ilkbahar yağışları nehirdeki su seviyelerini etkileyecek etkenler arasında. Yüksek hava sıcaklıkları, su sıcaklıklarını ve buharlaşmayı, aynı zamanda da Kuzey Avrupa'da elektrik talebini artıracak.

Fotoğraf: picture-alliance/AP Photo/A. Barrientos

"Kuzey Avrupa'da kışları enerji talebi en yüksek seviyeye çıkıyor, ancak artık şimdi yaz aylarında da ikinci bir zirve görüyoruz" sözlerini kaydeden Buontempo, artan sıcaklıkların klima kullanımına da yol açtığını hatırlattı.

Beklenmedik iklim olayları AB'nin enerji güvenliği için ek riskler oluşturuyor.