1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Yapı denetim modeli: Kuzu kurda emanet

29 Mart 2023

Kahramanmaraş merkezli depremlerden sonra yapı denetim sektörü bir kez daha gündeme geldi. TMMOB, ticari yanı ağır basan yapı denetim şirketi modeli yerine uzmanlığa dayalı yeni bir denetim sistemi öneriyor.

Deprem sonrası binalara ilişkin yapı denetim sistemi tartışma konusu oldu
Deprem sonrası binalara ilişkin yapı denetim sistemi tartışma konusu olduFotoğraf: Alican Uludag/DW

Resmi verilere göre 50 binden fazla kişinin canına mal olan 6 Şubat'taki Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından inşaat sektöründe yaşanan ihmaller tartışmaya açıldı. 

TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası'na göre, Türkiye'de her yıl ortalama 100 bin yeni yapı inşa ediliyor. Yapı denetim sistemi hakkında TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası tarafından geçen hafta yapılan ortak açıklamada, "4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanunu ile kurgulanan sistemde, denetim hizmetinin kamusal niteliği yok sayılmış ve denetim hizmeti ticarileştirilmiştir. Oysa yapı denetim hizmeti piyasa dengelerine ve serbest piyasanın rekabetçi koşullarına terk edilemez" deniliyor. TMMOB'a göre bu yasa kapsamında yeni yapıların güvenli ve kaliteli olması sağlanamıyor.

"4708 Sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun" 2001 yılında yürürlüğe girdi. Kanun, 10 yıl boyunca 19 pilot ilde uygulandı. Ocak 2011'den sonra ise ülke geneline yayıldı. Kanun'un birinci maddesinde amaç, "Can ve mal güvenliğini teminen imar plânına, fen, sanat ve sağlık kurallarına, standartlara uygun kaliteli yapı yapılması için proje ve yapı denetimini sağlamak ve yapı denetimine ilişkin usul ve esasları düzenlemektir" ifadeleriyle düzenleniyor. 

"Sistemin temeli bozuk"

Halen kullanılan yapı denetim yönetmeliğinde, sonuncusu 23 Aralık 2022 tarihinde olmak üzere 19 kez değişikliğe gidildi. DW Türkçe'ye konuşan TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Nusret Suna'ya göre, sistemin temelinde bozukluk var. 

"Kamu adına yapılan bir denetimden bahsediyoruz ama bu denetime ticari bakılıyor. Firma, 'Benim buradan para kazanmam lazım. Para kazanmam için masrafları azaltmam lazım' diyor. Mühendise, mimara, teknik personele az ücret verip daha az kadroyla denetim yapmaya kalkarlarsa olmaz."

Yapı denetimini kim yapıyor?

Yapı denetim, mimar ve mühendislerin ortak olduğu, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'ndan izin belgesi alan kuruluşlar tarafından yapılıyor. 2018 yılına kadar müteahhitler istedikleri yapı denetim şirketiyle anlaşma yaparak denetim hizmeti alıyordu. Bu sistem, 1 Ocak 2019'da değişti.

Bakanlık, yapı denetim şirketlerinden bir havuz oluşturdu ve elektronik kura ile dağıtım sistemine geçti. Böylece müteahhitlerin inşa ettikleri yapıların denetimi için istedikleri yapı denetim kuruluşundan hizmet almalarının önüne geçildi.

Ancak 2019 öncesi yapılan yapı denetim hizmetlerinin güvenilirliği şüphe oluşturuyor. Hatay'da 6 Şubat depremlerinde yıkılan bazı binaların yapı denetimini yapan şirketlerin aynı zamanda inşaat yaptıkları ve inşa ettikleri binalar için kendi kurdukları yapı denetim şirketlerinden hizmet aldıkları ortaya çıkmıştı.

TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Nusret SunaFotoğraf: privat

Suna, "Şimdi düşünelim: Ben bir iş yapıyorum, beni denetlemeniz için sizinle anlaşıyorum. Para verip 'Gel, beni denetle' diyorum. Bu sağlıklı bir şey mi? Hem para vereceğim hem 'Beni denetle' diyeceğim" diyor.

Yapı denetim şirket sayısında artış yaşandı

Yapı Denetim Kuruluşları Birliği Derneği'nin verilerine göre, son altı yıl ortalamasına bakıldığında inşaat ruhsat alanları yüzde 15 civarında azalırken, yapı denetim şirket sayısı elektronik dağıtım sisteminden sonra her ilde en az yüzde 20 oranında arttı. Dernek, elektronik dağıtım sisteminden sonra uygulamalarda müteahhitler ile yapı denetim kuruluşları arasında anlaşmazlıkların da arttığına dikkat çekiyor.

Nusret Suna, "Yine müteahhitle yapı denetim firması karşı karşıya geliyor. Kendisi seçmiyor ama ilişkiyi o devam ettiriyor. Gelişmiş ülkelerde mal sahipleri denetim yaptırır. Bizde mal sahipleri müteahhitlere yetki veriyor. Kurda kuzuyu emanet ediyoruz. Vatandaşın bilinçli olması lazım" diye konuşuyor.

Mevcut sistem içinde yapı denetim şirketlerinin usulüne uygun denetim yapması da yeterli olmayabiliyor. DW Türkçe'ye konuşan Yapı Denetim Kuruluşları Birliği İstanbul Şubesi Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Çelik, yakın zamanda tanıklık ettiği bir denetimi anlatıyor.

"Darıca'da bir yapıda denetim şirketi bir binayı denetlerken 2019 sonrası yönetmeliğe uygun olmadığını görüyor. Biz belediyeye yazı yazarız, belediye inşaatı durdurur. Ama bakıyoruz bazı yapılar belediyenin göz yummasıyla yapılıyor. Yapı denetim şirketinin durdurduğu bir yerde inşaat neden devam ettiriliyor?"

"Yeni bir denetim süreci modeli hayata geçirilmeli"

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, 23 Şubat'ta yaptığı açıklamada Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından yürütülen hasar tespit çalışmalarına ilişkin, "Toplam 4 milyon 511 bin bağımsız bölümden oluşan 1 milyon 250 bin bina, 11 ilimizde eş zamanlı incelenmiştir. 520 bin bağımsız bölümden oluşan 164 bin 321 binamız yıkık, acil yıkılacak ve ağır hasarlı olarak tespit edildi" demişti. 

İnşaat Mühendisleri Odası, yapı denetiminin ticarileşmesini eleştirerek, uzmanlığa dayalı yeni bir sistem öneriyorFotoğraf: Emre Eser/DW

TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası, ticari yanı ağır basan yapı denetim şirketi modeli yerine, uzmanlık ve yapılan işin sorumluluğunu bilen yapı denetçilerinin etkinliğine dayalı, meslek odalarının sürece etkin katılımını sağlayacak yeni bir denetim süreci modelinin hayata geçirilmesini öneriyor.

Bu bağlamda yapı denetim sisteminde proje denetimi ve uygulama denetiminin birbirinden ayrılması gerektiği, yapı denetim kuruluşlarının doğrudan kamu tarafından görevlendirilmiş birimler olarak çalışması gerektiği savunuluyor. Yapılan ortak açıklamada, "Yapı denetim kuruluşları ile müteahhit ve/veya yapı sahibi arasında herhangi bir mali ve idari bağlantı olmamalı" deniliyor.

DW Türkçe'ye engelsiz nasıl ulaşabilirim?

 

Burcu Karakaş Çalışmaları insan hakları alanında yoğunlaşan İstanbul merkezli gazeteci.